31 Temmuz 2015 Cuma

Saçmamaçsız Mim

Mim gelmeyeli uzun zaman olmuştu. Madem saçmalamamı istedin memnuniyetle saçmalarım D.S.K. Yalnız dsk yazınca ssk gibi oldu
bkz: şimdiden saçmaladım. Bunlar hep yenibiris.com da takılmaktan oluyo. Sanki eski bir işim varda yeni bir iş bakıyorum eskiyi geçtim halihazırda bir işim olaydı iyiydi. Neyse mime başlıyım ben en iyisi. İşe başlayaydım iyiy- -

Odanda veya evinde olduğunu unuttuğunuz bir nesne bulun. Bu nesne ile bir anınız var mı?
Bir dakika bakmam gerekecek. Hemen bakıyorum. Siz bunu okurken ben çoktan bakmış olacağım. Evet bu gün pek normal değilim. Normalde çok normalmişim gibi. Neyse. Evet buldum ve geldim. Pusulalı anahtarlık. Onu ortaokuldayken bisikletime takıyodum. Aslında adı büyük ihtimal pusulalı anahtarlık değildir ama işte yön gösteriyo kuzey güney doğu batı. Sanki bakkala giderken yönüne bakıyodum.

Aklınıza gelen ilk soğuk espriyi yazın. Eğer gelmiyorsa iki üç kelime saçmalayın.
 Espri gelmedi şuan aklıma saçmalama hakkımı kullanıyorum. -Serdar Ortaç şarkıları- üç kelime olduğuna göre diğer soruya geçiyorum.

Yine aklınıza gelen biri yada nesnenin adı ile akrostiş yazın ama yazdığınız akrostiş az yada çok o kişiyle veya nesne ile ilgili olsun.

Tozludur bunu yazan
Az mı bakıştık biz senle ulan
Var mıdır ona bakmayan
Aklımdadır her an
Namı diyar tavan

Seni kim mimlediyse şimdi onun blogunu açıyorsun ve onun bu soruya verdiği cevaptan ilginç bir kelime seçiyorsun ve döngünün devam etmesi için yine ilginç uzun ve saçma bir cümle kuruyorsun. Yalnız kuş gördüm kedi tırmaladı gibi basit ve kısa olmaması önemle rica olunur.

Evde can sıkıntısından televizyonda 888.  kanala gelen genç bir kız salyangoz kremi reklamını cezbolarak izlerken telefonunun çalmasıyla irkildikten sonra hemen açarak "alo" demesiyle karşı taraf "merhaba ben 888. kanalda salyangoz kremini tanıtan kişiy- -" diyecekken hemen atılarak evet evet kabul ediyorum der.

Gelelim mimlemeye..

- Umut Hikayem ( yine mavi mavi olnuyor Şeyma :D
- Dans Eden Kraliçe
- Narkoz

Ve sanırım hiç yorum atmadığım -Çidolojik-

21 Temmuz 2015 Salı

Balkon köşesi yazıları

Yaz akşamının hafif serin rüzgarı düşüncelerimin sayfasını çeviriyo..
Karlı bi günde yazı özlediğimden bahsetmiştim. Sanki bu yaz biterse ve ben hala düşüncelerimi fiilen başlatamazsam önümüzdeku kış boyu mutsuz olacakmışım gibi hissediyorum ve bu beni korkutuyo hani sosyal medya deyimi haline gelmiş "Hayatımın ..... bölümüne geçmek istiyorum" diye işte ben o noktalı kısmı doldurmada tereddütlüyüm. Sahi ben ne istiyorum? Aslında o kadarda belirsiz değil fakat ben buna hazır mıyım değil miyim onu pek bilmiyorum. Bulunduğum bu karmaşık hayattan kaçayım derken daha da karmaşık bi hayata sürüklenmekten korkuyorum. Sonra diyorum ki şuanda olası her probleme açık değil miyim? Peki kendi hayatımın getireceği problemlerden ne kadar kaçabilirim? Bazen de diyorum ki mutlu olduğun anlara neden haksızlık yapıyosun? Sorun şu ki artık benim mutlu olduğum veya mutsuz olduğun nedenler benden dolauı değil. Ben artık benim mutluluk ve mutsuzluklarımı yaşamak istiyorum. Ve işte bu noktada saçmalıyorum çünkü nedeni benden kaynaklı şeyler beni daha mutlu veya mutsuz etmez mi? Yapay duygulardan yeğ midir? Hayattan bu kadar kopmuş olmak beni ürkütüyo..

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Kendimle kendim arasında kaldım

Çok öfke duyduğu bi dostu için üzülür mü insan? Dost kısmını sorgulamayı bıraktığım bi dönemde neredeyse iki yıldır hiç haber bile almadığım fakat bir zamanlar çok yakın iki arkadaştık biz. Fakat bilmediğim sebeplerden dolayı görüşmeyi kestik. Birkaç kere ulaşmaya çalıştım geri dönüş yapmadı. Tabi o zamanlar bir yandan öfkeliydim bir yandan da üzülüyordum. Sebebinden emin olsaydım ya da tahmin ettiğim şey mi yoksa bambaşka bir şey mi yada tamamen kendi görüşmek istemediğinden mi? Bu sorular uzunca bi süre kafamı kurcaladı. Büyük bi boşluk oluştu hayatımda çünkü ben dostluğa çok önem veren biriyim. Dikkatinizi çekerim arkadaşlığa değil. Bence arkadaşın kelime anlamı işi düştüğünde veya boş zamanını geçirmek için takıldığın kişiler. Neyse konumuza dönelim. Onun hayatını biliyordum gerçi kimse kimsenin hayatını çok iyi bilemez ama onun anlattığı kadarıyla ve kendi gözlemlerimle. İnsanlara kendi zayıf yanlarını belli ettiği için dalga geçmelerini kolaylaştırıyordu. Ergenlik döneminin en belirgin davranışı dalga geçmek olduğu için ve ben de ergenliğimi ağır geçirmiş olduğum için dalga geçen taraftım bende ama onunla değil çünkü biz dostuk ve dostlar birbirine destek olmalıydı. Birkaç yıl sonra kendini ifade edebilen biri oldu ve ondan birkaç yıl sonra biz görüşmez olduk. Böyle anlatınca beni kullanmış gibi bi sonuç çıkıyo ama biz sadece bu tarz olaylarda konuşan değildik ki bunun dışında unutamayacağımız filmlerde izlesem gülüp geçeceğim ve kesinlikle inanmayacağım olaylar yaşadık. Aslında dost acısıyla aşk acısını kıyaslasak dost ağır basar. Ve şimdi onu tekrar yeni tanıştığımız zamanlarda ki haline döndüğünü öğrenmek karmaşık duygulara itti beni. Bir yandan diyorum o dönemleri unutma ne hali varsa görsün bir yandan da diyorum ki kaç günlük dünya

26 Haziran 2015 Cuma

Sıradaki parça işverenlere geliyor "Call me baby"

Tatille birlikte ohh bundan sonra ben ve ben bütün gün yan gelip yatacağım diye düşünürken daha şimdiden evden iş bul sesleri yükselmeye başladı. Yahu bi durun daha okul yeni bitmiş az bi kafamızı dinleyelim. Yookk. Annem bildiğin tüm geleceğini benim maaşıma bağlamış. Öyle ki geçen masaya bi vurdu "eve para getir,bana para getir" diyo kadın. Alttan alttan da gülüyo. Az dizi izle diyorum o kadar. Nasıl etkilendiyse o tip sahnelerden baya yüksek oynadı. Anlayacağın " Bundan 5 yıl sonra kendini nerede görüyorsun" sorusuna janjanlı bi cevap bulmam gerek.

24 Haziran 2015 Çarşamba

Süzgeçte asılı kalan pıtırcık

Alın benden güven duygularımı. Ya da yok yok iyisimi verin de bundan sonrası için herkesi o nun gibi zannetmeyeyim.  Hem ona suç atmak yanlış olur. Dozu fazla kaçırmamalıydım. Evet evet kilit nokta dozdaydı. O değilde havadan sudan bile konuşmak istemeyeceğim bi insana karşı nasıl duygu pıtırcıklarını leğende biriktip aşk sandım. Neyse ne işte. Otobüste yer bile vermek istesen kabul etmem. Uff büyük laf ettim.

30 Mayıs 2015 Cumartesi

Konfeksiyonda grev var

Hey günlüğümsü bu günü not et. ( bunu yazarken aklıma sesli komutlarin yayginlasacagi zaman geldi her filmi gibi olmasında ayrıca ileride sonu -izim ile biten robotlara karşı bi topluluk olucagi kanisindayim düşünsene ileride bi robotla aynı iş için basvuruyosun ve o seçiliyor ayaklanmalar falan çıkıyo robotlarin üretimine sınır getiriliyo sonra robotlar grev yapıyo sonra uluslararası robot yardimlasma dernegi buna destek çıkıyo tüm robotlarca grev yapılıyor bunu durdurmaya çalışan işverenler robot yazilimcilariyla uçuk rakamlarla anlaşma yaparak işbaşı yapmalarını sağlıyor daha sonra memetali nin bilmem kaçıncı kuşak torunu lazer ceşmesinin yaninda suzulerek kovaya ışın dolduran abc123 nolu robota asik olur ve onu memetalinin eserleriyle tavlar neyse devamini getirmicem bi bilim adamina göre hatta filmide çekilmişti hayatının heh işte o bi konuşmasında şöyle diyor " Robotların yapamayacağı tek meslek bilim adamı olmak" aslında tamda böyle demiyordu ama aynı anlamı veren kendi cümlemle yazdım.

24 Mayıs 2015 Pazar

yaz tatilini planlayan yohmidur

Ekşın gerek bana ekşın gerek şu sınavlar bitse (pireyse ( ve bunu okuyan hayattan sogur (dusun ne haldeyim ( yada aman bunu mu dusuncen git sinavina calis ( sevdim bu parantez icinde parantez acma olayini)) diyorum ondan sonrasina planladigim bir şey yok ben ne zaman bu kadar heyecansiz oldum ya ki ben hayat doluydum bir zamanlar. Dün liseden kalma fotoğraflara baktim ne kadar içten guluyormusum ciddi ciddi kafama takildi ve ikisini yan yana koyup karsilstirdim aradan uzun yillar gecmedi sonucta ne kadar fark var durusumda gulusumde bakisimda şaşırdım.
çok radikal kararlar aldim zaten her ay en uç noktada düşünce değişiklikleri yasadim. 21 yillik insanim ömrümde bu kadar degisken olduğum bir yıl hatırlamıyorum. Acaba diğer ay nasıl bi karar alcam çok merak ediyorum.  Bu zamana kadar hiç aklimin ucundan gecmeyen şeyleri hayat akisima tam yerlestirdim derken hoopp fikrim degisti ve tekrardan duzenlemeye calistim ve bu farkedis sirasinda yaşadığım duygu gecisleri.. daha bir gün oncesine kadar baska bir seyi ustlenirken ertesi gun tamamen farkli yada kismen farkli bir düzenleme getirdim. Bilmiyorum hala cok karışık kafam ve belkide hayatimda ilk defa pisman olmaktan korkuyorum.  Çünkü ben hatalari pismanlikla karsilayan biri degilim bana kattiklarina bakarim ama bu köklü bir degisiklik ve pisman olursam cok pisman olurum evet harika bir cümle oldu kendimi tebrik ediyorum yazim yanlislarini duzeltmedigim gibi birde saçma sapan cumlelerle desteklemem cok iyi oldu cokta guzel oldu.

21 Mayıs 2015 Perşembe

mükemmel nesil

Bi insanı mukemmellestiren duygulari midir? Yoksa ne kadar duygusuz olursa o kadar mi mukemmellesir? Sosyal kavramlar icerisinde duygulardir kistas fakat iş hayatında ne kadar duygusuzsan o kadar verimlisindir sanatsal calismalar disinda.
Gunumuzde insanlara aşılanan şey iş ve özel hayatı birbirine karistirma ve bunu benimsemiş calisanlarinbve savunucularin olmasi ayri bi düşünme konusu. Insanlar duygulariyla butundur. Insan-duygu=robot. Burandan çıkan sonuç patronlar tarafindan robot olmaniz isteniyor eger kendini üst düzey bir konuma sahip olarak tanimlayan bir is yerinde caliaiyorsaniz insan kaynaklari tarafindan birkaç göstermelik motive edici aktiviteler duzenlemesi muhtemel. Sizde dersinizki bunca okuduğum boşa gitmedi beni onemseyen bir yerde calisiyorum. Halbuki bi hastaliktan dolayi birkaç gun işe gitmeseniz veya izin isteseniz biraz daha hostesler gibi kapıyı tarif ederler.
Sanayinin devriminden doğan bir şey bu ve teknoloji tarafindan üretilen hiçbir urunun insanlik namina uretildigini dusunmuyorum. Kendimizi ozel hissettiren şu akilli telefonlar " ahh canim dünyamin güzel insanlari sevgilileriyle daha kolay mesajlasabilsin" diye mi üretildi?  Oyleyse 7/24 açık olması zorunlu iş hatları veya iş telefonları neden var?
Bu kadar karamsar olmak istemezdim fakat bize sunulan ozel hayatimizda kullandigimiz teknoloji % 50 sus payi % 50 sus payi urunlerinin fiyatından gelen kar
Sus payi oranini yuksek yazmış bile olabilirim. O urunlerden de elde edilen kar yadsinamaz boyutta.

19 Mayıs 2015 Salı

Durum Değerlendirmesi

Bu yazıyı defterime yazsam daha iyi olurdu ama şimdi salondaki koltuktan kalkıpta defteri getirmeye useniyorum.
ileride pisman olacagim kararlar mı aliyorum? Onlarin sozunu dinleseydin böyle olmazdi mi diyecegim? Ileride ne olur belli degil fakat eğer senden beklenmeyecek bir şeye karar verdiysen felaket senaryolari bir bir yazilir hakkinda. Oyle ortadayim ki iki yanimda birbirinden çok farklı iki hayat var. Ve de geri dönmesi zor tıpkı karar vermesinin ne kadar zor olduğu gibi.


Birinde statü var, gelir olarak daha iyi birbirine benzer günler,  kendinle celistigin anlar yasayacagin olaylar da olabilir,  yorgunluk,  üniversite hayatindaki gibi samimiyetsiz bi çevre yüksek ihtimal, tanidiklarin aa oo hoo gibi memnuniyet ifadeleri, aklima gelirse eklerim dahasini

Diğerinde kendi özel alanimin olmasi yüksek ihtimal, kendimle çelisme durumunu  daha az yasamam olasi, daha düşük bir statü, elbette benzer günler bundada var fakat yasadigimi hissetme katsayim yüksek, mutluluk veren bi yorgunluk, ekonomik sıkıntı çekmek kaçınılmaz, akrabalarin aciyan bakışları, arkadas ortamını pek kestiremiyorum, aklima gelirse eklerim dahasini

Az önce tvde gençlerin mutluluk analizini yapiyorlardi yaslilara oranla düşük ama % 60 civarı mutlu olduğu kanisina varmış şaşırdım açıkçası o kadari mutluysa yine iyimis. Gerçekten mutlu olan biriyle henüz tanışmadım. Anketci amaca şu katilimcilarin telefon numaralarini bi versene.